Gerçekleştirilen bu söyleşide BirGün Gazetesi’nden tanıdığımız Ümit Alan, Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’a eşlik etti. Söyleşide Korona Virüs Salgını dönemini nasıl daha verimli hale getirebiliriz konusu işlendi.
Süleyman İrvan: ‘’Bu söyleşileri yapma sebebimiz öğrencilerimizi değerli Gazeteciler ile buluşturup, ufuklarını açmak.’’ diye ekledi. Ümit Alan ve Süleyman İrvan yaşanan salgın sebebiyle maalesef fiziki anlamda hiç karşılaşmadı, ilk defa 1 Nisan günü online olarak söyleşi yaptı.
Ümit Alan BirGün Gazetesinde pazar günleri ”Köşe Vuruşu” adlı yazıları yazmaktadır. Lisansını İşletme üzerine yapmış fakat meslek olarak Gazeteciliği seçmiştir. Bu mesleğe nasıl başladığını şöyle özetliyor: ‘’Basın Yayın bölümünden hocalarım ”hem işletmeyi, pazarlamayı bilen hem de basın yayına ilgisi olan birisi lazım çünkü fakültede Basın İşletmeciliği-Medya İşletmeciliği Anabilim Dalı kurulacak, yetiştirmek üzere öğrenci aranıyor.’’ dedi. Akademisyen olmak üzereyken kriz sebebiyle bırakıp İstanbul’a geldim.
Süleyman İrvan: ‘’Gazetecilik doğruyu söyleme mesleğidir.’’
TEDXBODRUM’da ‘’Hakikatin Bedeli’’ adı altında konuşması bulunan Ümit Alan : ‘’Tedx konuşmasında söylemek istediğim hakikat bedelsiz değildir.’’ dedi ve doğrunun bulunması gerektiğini, bir bedeli olduğunu ve bu bedeli her kim ödüyorsa onun dediği olduğunu vurguladı.
Türkiye’de ilk gazete ‘’Propaganda’’ amacıyla çıkarılmıştır.
Ümit Alan konuşmasında Türkiye’de ilk gazetenin Osmanlı döneminde Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından Mısır’da kendi adına propaganda yapma amacıyla çıktığını belirtti. 1800’ler öncesi Amerika’da çıkan gazetelerde propaganda amaçlıydı diye ekleyen Ümit Alan zaman içinde ticarileşmiş, ekonomik güç kazanmıştır diye belirtti.
Süleyman İrvan: ‘’Amerikan gazeteciliği dünyada kabul gören Gazetecilik Standartlarını koydu, Avrupa’da başlasa bile Amerika’da zirve yaptı.’’
Ümit Alan: ‘’ İnternet yaygınlaşana kadar Penny Gazetelerini hepimiz okuyorduk.’’
‘’O zaman Televizyon Gazeteciliği haricindeki en büyük normu buydu. Reklamlar, ticari çeşitlilik sebebiyle finanse ediliyordu. Tarafsızlık yakalayabiliyorduk. İnternetle birlikte bunu kaybettik.’’ Diye ekledi.
Türkiye’de Gazetecilik Yanlış Bir Başlangıçta, Çarpık Gelenek Yarattı
İlk resmi bir gazete ” Takvîm-i Vekâyi” II. Mahmut’un batılılaşma formu,’’Bizim neden gazetemiz yok?’’ sorusu altında çıkarıldı. O dönemde eli kalem tutan herkes (ticaret gelişmediği için sarayda çalışanlar, devlete bağlı kurumlarda çalışanlar vb.) gazetecilik yaparken, devleti ürkütmeden hem gazetecilik yaptı hem de işlerine devam etti.
Süleyman İrvan: İlk yaygınlaşması vilayet gazeteleriyle Anadolu’da, o zamanki imparatorluğun sınırları içinde başlıyor.
İlk özel gazetemiz İmparatorluğa bağlı olarak çıktı. Gelenek böyle gitti, değişmedi. Cumhuriyet Döneminde de Meclis’e bağlıydı. Gazetenin finansmanını devlet sağladı. Egemen olan aslında hakikatı sağlayandır.
Ümit Alan: Bizde gazete okuma kültürü gelişkin değil.
‘’Uzun vadede oluşacağını düşünüyorum. İnsanlar iyice aldatılmaktan bıktıklarında, karanlıkta yürümekten bıktıklarında kendi gazetelerini yaşatacaklardır ama hiçbir şeyde iddialı konuşamıyorum. ‘’ diye ekledi.
Dr. Öğr. Üyesi Esra Gül Atalay, “Türkiye’de gazeteci olmak için eğitim alan genç gazeteci adaylarına ne söylemek istersiniz, onları nasıl cesaretlendirirsiniz?
Ümit Alan: ‘’Cesaret hep lazım. Tezimi, gazetelerde çalışan insanların mutluluğu üzerine yaptım. Ben oradaki mutsuzluğu görünce gazeteci olmaktan vazgeçmiştim. Bunu genç arkadaşlara tavsiye etmiyorum, çünkü şu an başka bir yere gidiyor olay, daha iyimser görüyorum gazeteciliğin geleceğini. Daha çok okuyup, daha yaratıcı olmak zorundalar. Artık haberi yaptıktan sonra asıl olay ben bunu nasıl daha çekici hale getirebilirim olmalı.” Diyerek cevapladı. Yaklaşık bir saat süren söyleşide mesleğe ilişkin değerlendirmeler yapılıp, Gazetecilik tarihinten günümüze karşılaştırmalar ve örneklerle desteklendi.
Bir Şundan Bir Bundan 